Oportünizm  Fırsatçılık 
Şadıman Şenbalkan

Şadıman Şenbalkan

Oportünizm  Fırsatçılık 

02 Nisan 2019 - 16:08

Nedir Oportünizm yani fırsatçılık? Güç durumlarda, davranışlarını ahlak kuralları veya düzenli bir düşünceden çok, çıkarlarına uyacak biçimde ayarlamayı amaçlayan tutumdur fırsatçılık.
Suya sabuna, ekmeğe, ete, süte tüm yiyecek ve giyeceklere, temel ihtiyaçlarımıza zam gelir enflasyon oranında ama bir de üstüne eklenenler olunca al sana fırsatçılık.
Hayatın realitesinde var mı bu fırsatçılık. Var.
İktisat Biliminde de var. Fırsat maliyeti kavramını iktisatçılar ve ekonomistler iyi bilir. Kısaca şöyle açıklayalım:
Fırsat maliyeti, herhangi bir malın üretimini bir birim artırmak için başka bir maldan vazgeçilmesi, feragat ta bulunulması gereken mal ve/veya kazanç miktarıdır. Başka bir deyişle iktisadi bir seçim yapılırken vazgeçilmek zorunda kalınan ikinci en iyi alternatiftir.
Biz buna “ikame etkisi”  de diyebiliriz.    Yani zeytinyağı bulamıyorsanız çiçek yağı ya da mısırözü yağı kullanın.
İktisat yasasını hayatınızın olmazsa olamazlarında kimsenin vazgeçilmez olmadığı gerçeğinde, en iyiyi bulamazsan; kötünün iyisini tercih edebilirsin. Maksat hayat aksın ve ayakta kal. 
“Öyle mi” dediğiniz duyar gibiyim.
Öyle ya da böyle fırsattan istifade edenlerin bolluğunda fırsatçılara geçit vermemek mümkün mü?
“Fırsat bu fırsat” derken elimize geçecek bir imkânı en iyi şekilde değerlendirmek üzere harekete geçeriz de ayağımıza kadar gelmiş bir fırsatı kaçırmamak için daha bir gayretkeş olmak zorundayız. Zira başka biri de bizim fırsatlarımıza göz dikmiş olabilir. 
Bir değil birçok örnek verebiliriz toplumdaki fırsatçılar için. Bazı fırsat düşkünleri; Kanser Hastalığı ile cebelleşen insanları kandırıp, hastaların doktora değil üfürükten yaptıkları güya her derde deva olan ilaçları yapıyorlar. Tıp ilminin yanında alternatif tıpta var ama işin ehli ve hekimlik eğitimi almış kişilere güvenmek gerekiyor aklın ve bilimin yolunda.
Zam furyası başlamadan zam görmüş herhangi bir ürünü saklayan da fırsatçının önde gidenidir. Sevdiğinden emin olan her kimse de fırsattan istifade etmez mi sanki? Eline fırsat geçmiş bir zengin garibanı ezerken fırsatçılığın daniskasını yapmaz mı? Onun için demez miyiz “Allah kimseyi fırsatçı kimselere düşürmesin” diye.
Bu fırsatçılıkta çok oluyor ama… Stockholm Sendromunda celladına âşık olanın kabullenişini kullanan o cellat; fırsatçılığın alasını yapmıyor mu?
“Kışın kar yağdı, don oldu da ondan sebep bu sebzeler bu kadar pahalı, cep yakıyor” der aracı ve derken de üreticiye mi yükler fırsatla kazandığı ve üreticiden yok pahasına aldığı ürünün faturasını.
Birine bir işiniz düştü ve o işinizi o biri çözecek ama nasıl? Neden nasıl? Çünkü o fırsatçı… Onun kucağına düştünüz ya… İşte ondan.
Tefecilik yasak ama tefecilerin olmadığını yok sayamayız. Onlara hiç düşmeyin iyisi mi?
Bankalara ya da taksitle alışveriş yaptığınız herhangi bir yerlere borcunuz mu var… Aman… Aman…
Buradaki fırsatçılık katmerlisiyle karşınızda sayın borçlular. Faizler ve ödeme zorlukları ve hacizle tehdit edilen siz ve mahvolan ruhunuz, karışan zihniniz hatta sıkıntıdan bozulan sağlığınız o fırsattan istifade eden her kimsenin umurunda bile olmaz.
Parasız insanı kimse sevmiyor velhasıl kelam! Paralı insanlar da parasız insanların halinden anlamıyorken fırsat da vermiyor karşısındakine. Eziyor da eziyor,  hasta egosunu besliyor da besliyor…
Hani bir söz vardır, “Allah namerde muhtaç etmesin” diye işte tam o adreste bekliyor fırsatçı.
İyisi mi fırsat varken fırsatçıya fırsat vermemek ve eldeki fırsatı kaçırma sen. Yoksa fırsattın fırsatçıdaysa fırsat geçecek olan zamanda akıllan ve insanı tanı. En çokta fırsatı ganimet bilenleri, seni inletenleri, senin çığlığına çığlık katanları iyi tanı ve belle ki fırsat sırası sana geldiğinde sende gardını ona göre al.
 

YORUMLAR

  • 6 Yorum