Ben mi sen mi ?
Şadıman Şenbalkan

Şadıman Şenbalkan

Ben mi sen mi ?

21 Mart 2019 - 14:15

“Kimse beni sevmiyor” diye bağırdım.
Annem: “Ben daha ölmedim” dedi.
Cemal Süreyya
“Benim annem öldü ama” dedim.
TAKINTI MI  EGO MU TAKMA KAFANA
Obsesif takıntılarımızın en başında ben duygusunun karmaşık halleri bizi esir alırken, ben duygusu seni sende tutadursun, tutulma sakın sen. Takıntıların çoğaldığında takma  kafana mesela.
“Çantama anahtarımı koydum mu?” diye beş kere kontrol edeceğine anahtarı koyduğun yeri aklında tut. Alt belleğine o anlık telaşına kapılmadan yaz. En iyisi kodla.  Önemli bir randevuya yetişeceksin diye arabana gazı verme, egon sana yeteri kadar gaz vermiş malum nedenlerden.  
Senin egon benim egom yarışına bodoslama dalmışsın da seni gözetleyenler var ve ben seni görüyorum, biliyorum.  Üstelik uyanıyorum işe... Önceliğinde bu dalgınlık pozlarını bırak,  hayatının pozunu ver hem kendine hem de sidik yarıştırdığın öbür egolara…  “Bu yarışta kim galip kim mağlup belli değil” derken “İşin sonuna bak” diyorsun duyuyorum.
“Huylu huyundan vazgeçmez” derler ya sen aksini yap...  Bir şans ver huyluna. İstersen verirsin biliyorum.
Nereden mi biliyorum?
“Kişi kendinden bilir işi” dememişler boşuna.
NE BİLİYORUM NE ÇOK ŞEY BİLMİYORUM
 Ayıptır söylemesi toplumu bilirim ama toplumdaki seni, sen anlatmazsan halini bilmem. Özelini bilemem, bilmek bilmece ile orantılı olduğunda bilirim o kareleri tamamlamayı da doktorun bildiklerini bilemem.
Hal bilmekten ziyade halden anlamayı bilirim de halden anlamayanların iç dünyasını bilemem.
Katıyı zalimi görgüsüzü görürüm de neden öyle olduklarını bilemem. “İcat çıkarma” dediysem sana,  “sen de uslu dur canım, yeni huylar çıkarma” derim anca sana.  Ama lakin ve illa ki bilim insanıysan icatlarını bekliyor tüm insanlık.
SEV DÜNYAYI OLDUĞU GİBİ
“Önce insan” diyorsak insanı sev…
Yaratandan ötürü yaratılmış her canlıyı sev…
En çok kimi seviyorsan onu en çok sev… İyisi mi sevmekten hiç vazgeçme.  “Sevmeyi seviyorum” dersen sevgi gelir kendiliğinden, sevildiği yere kurulur.   Bu öneriyi; not düş istersen bir yere.
Yaşlıya sakata yardım et, ağlayan bir çocuğun gözündeki yaşı sil, annene sıkı sıkı sarıl…
Özgecilik yap yunuslardan ibret alarak.
Bırak zihinsel süreçlerini izleyen belleğini güvendiğin ellere ama  aklını kiraya verme.
ŞEHİR ÇOK MU KALABALIKLAŞTI
Demografik yapı hızlı nüfus artışıyla orantılı olarak artarken, “asfalyalarını arttıran trafik sıkışıklığına aldırma” diyemeyeceğim. Tam tersi bu işe çözüm isteyeceğim.
İzmir’in son araba akışında akış yokken ani yollar inşa edemeyeceğine göre; o sıkışıklık anında “keşke” dememek için birkaç öneriye kulak as.
Gideceğin yakın mesafelere yayan yürümeye ne dersin? Eminim sağlığına da iyi gelecektir.
Bisiklet yolunda bisiklet kullanabilirsin.
Velhasıl kelam vapura, metroya ve otobüse bin ve tıklım tıklım yolculuğa hazırla kendini.
Elindeki yeni oyuncağımız cep telefonunu sıkı tut, yolculuğun ayakta bile olsa oylanırken, zaman işkencesinden yırtarsın hiç olmazsa.
GADAR MI OLDUK
Gaddar olmak vicdan duygusundan nasiplenmemiş olmakla aynı kapıya çıkıyor.
Kadına karşı gaddar davranan erkeklerin ibadullah olduğu birçok yaşanmışlıkta; yaşayıp giderken biz, kadın olmanın faturasını çok ama çok ağır ödüyoruz.
Dayak yememiz, ruhumuzun yaralanması, ezilmemiz ve hayatımızı bizimle beraber yaşayan karşı cinsimize göre güya yaşayarak idame etmemiz de ayrı bir yara.
Katledilmelerimize ne diyeceğimi şaşırmış bir vaziyetteyim. 
 “Sevişerek evlenmişler” derdi eskiler.
“Nasıl yani?” diye sorardım. Eskilerden bir açıklama gelirdi hemen:
“Sevişerek derken severek evlenmişler”
“Eskiden bir adap bir terbiye vardı da şimdi mi kalmadı” diyesim var.
MANİPİLASYON DEVRİ
Birileri sizi hep mi yönlendiriyor bir şeylere.
Herkes bilirkişi ya, çokbilmiş!
Bence en çokbilmiş o çok sevdiğimiz ve haset etmediğin tek şey, 'şeyleşmemiş şey' aşure. Her bir tadımız onda, inanmazsan bana; bir tadına bak.
Beni yönlendirirken sen ve kendi fikrini dayatırken bana, “şunu yap bunu yapma,” derken sen sevilen ol ben sevilmeyen mi?
Öyle yağma yok! Karşı ego, “benim de ‘egom’ var “ben de senden alası ‘ego’  var” diye iç sesinden, dış sesine seslendiriyor kendisini.
Ben beni severken senin sevgine ne hacet!  Var mı?
Var tabii. Algıda seçicilikte, nitel ve nicel olanda da hep var.
Sevgiyle kalın çünkü sevgi hep var…
 

YORUMLAR

  • 10 Yorum
  • Aysu Kaya
    5 yıl önce
    Yüreğinize sağlık
  • Arzum Gül
    5 yıl önce
    Benlik bilincinden biz bilincine geçince sevgi kendiliğinden doğar.Sevginiz daim olsun kaleminize sağlık.
  • Ali Bas
    5 yıl önce
    Yüreğimize dokunmussunuz yazılariniz akıyor adeta..ne diyelim yüreğiniz dert görmesin
  • Necla Vidin
    5 yıl önce
    Harika yazıyorsunuz dopdolu bir kaleminize yüreğinize saglik
  • Umut Bağ
    5 yıl önce
    Her konuda yazan bir kalemi bir çırpıda okudum. Kelimeler ahenkle dans ediyor adeta. Yazınızı kah gülümseyerek kah düşünerek okudum. Mizah ve hayatın realitesi kaleminizde. Yüreğinize sağlık...
  • Maviş Cantürk
    5 yıl önce
    Sev yaradılanı Yaradan dan ötürü demişler, sevmemiz lazım derken de acabalarla doluyuz, kimi niye ne kadar sevebiliriz diye düşünerek.
  • Nihal Çeliker
    5 yıl önce
    Ağzınıza sağlık haklısınız sevgi hep var olmalı, sevginin olmadığı yerde korku başlar.
  • Bahri Keçebaş
    5 yıl önce
    Eline, diline sağlık.
  • Ertan Encü
    5 yıl önce
    sayın Şadıman Şenbalkan yazılarınızı takip ediyorum ve takdirle karşılıyorum.
  • Asu Kilinc
    5 yıl önce
    Yine döktürmüşsunuz kutluyor başarılarının devamını dilerim