İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 9-11 Eylül'de dördüncüsü düzenlenecek Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Teşkilatı (UCLG) Kültür Zirvesi'ne yönelik yoğun diplomasi trafiği yürütüyor. Başkan Tunç Soyer, aynı gün içerisinde katıldığı 3 ayrı programda UCLG tarafından kültürün sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla düzenlenen ve küresel düzeyde kültür politikalarının yanı sıra kültüre ilişkin gündemlerin tartışılacağı zirveye, önemli aktörleri davet etti.
“Gezegensel Sosyal ve Ekonomik Dirençliliği Başarmak” paneline katılan Başkan Soyer, 4. Yerel ve Bölgesel Yönetimler Forumu'nun Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Bölüm Başkanı Lotta Tahtinen moderatörlüğünde dirençli kentler için yürütülmesi gereken çalışmaları anlattı. Piyasa ekonomisinin küreselleştiğini, bugün toplumların kaderini hiç olmadığı ölçüde belirleyen bir hal aldığını ifade eden Soyer, piyasa güçlerinin yarattığı küresel eşitsizlik nedeniyle, adaletsizlik ve yoksullukla boğuşan dünya toplumlarının aynı zamanda var olma ve değerlerini savunma mücadelesi verdiğini söyledi.
Koronavirüs salgıyla birlikte dayanışma ruhunun ön plana çıktığını da söyleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, şunları söyledi:
''Özellikle Covid-19 krizi, dayanışma esasına dayanan bir yerel ekonomik düzenin ‘dirençlilik’ açısından hayati ve gerekli olduğunu bizlere gösterdi. İşte İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak bu sorumlulukla harekete geçerek, pandeminin ortaya çıkaracağı muhtemel ekonomik, sosyal ve sağlık sorunlarına karşı kent genelinde alınacak tedbir ve çözümlerin yer aldığı ‘Kriz Belediyeciliği Eylem Planı’nı Türkiye’de hazırlayan ilk şehir olduk” diye konuştu. Soyer şöyle devam etti: “Bu sürecin en önemli adımlarından biri olarak gördüğümüz İzmir Gönüllü Yerel Değerlendirme Raporu’nu (İzmir VLR) Türkiye’de hazırlayan ilk kent olduğumuzu Birleşmiş Milletler Yüksek Politik Forum’da paylaşmaktan büyük mutluluk ve onur duyuyorum. Bu rapor, benim 'kent ittifakı' olarak gördüğüm ve önemsediğim bir modelle, İzmir Sürdürülebilir Kentsel Gelişim ağının öncülüğünde, İzmir Büyükşehir Belediyesi, sanayi ve iş dünyası ve sivil toplum kuruluşlarının katkılarıyla hazırlandı.''
Başkan Tunç Soyer, Birleşmiş Milletler (BM) Kalkınma Programı Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton ve beraberindeki heyeti Egemenlik Evi Başkanlık Ofisi’nde ağırladı. İzmir'in sürdürülebilir kalkınma hedeflerini yerelleştirme fikrinin kendilerini mutlu ettiğini dile getiren Louisa Vinton, ''İzmir Büyükşehir Belediyesi ile çeşitli konularda işbirliği yapmak istiyoruz. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın iki önceliği bulunuyor. Bunlardan ilki göçmenlere yönelik çalışmalar. Göçmenlerin yanı sıra Türkiye'de yaşayan savunmasız gruplara yönelik de çalışmalar yürütüyoruz. Onlara iş hayatında alan açmak istiyoruz. Aynı zamanda bu grupların sosyal adaptasyon sağlaması için de çeşitli çalışmalarımız var. Farklı gruplar arasındaki eşitsizlikleri gidermek istiyoruz'' şeklinde konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de kentin zorlu süreçlerden geçtiğini, pandeminin yanı sıra deprem ve sel felaketlerinin yaşandığını dile getirdi. Tüm bu sorunlara rağmen Büyükşehir Belediyesi'nin çalışmalarını sürdürdüğünü dile getiren Başkan Soyer, kente hizmet ederken aynı zamanda ekonomik ve sosyal açıdan savunmasız grupta olan yurttaşlar arasındaki eşitsizliği gidermek için de çabaladıklarını söyledi. Büyükşehir Belediyesi'nin bu konuda yürüttüğü çalışmalara destek verilmesini isteyen Soyer, o nedenle görüşmelerin sürmesinin önemine değindi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, çevrimiçi düzenlenen Avrupa Birliği (AB) Bölgeler Komitesi Toplantısına da katıldı. Burada yaptığı konuşmada temel önceliklerinin İzmir'de refahın artırılması ve zenginliğin adil dağıtılmasını sağlamak olduğunu ifade eden Başkan Soyer, şunları söyledi:
''Yerel yönetimler, acil toplumsal zorlukların belirlenmesinde ve dirençliliğin sağlanmasında en etkili idari düzeydir. Kentlerin pandemi ve iklim krizlerindeki başarılı sicili, belediyelerin hızla toparlanmak için ortaklaşa Avrupa eylemi veya küresel eylem yürütmede etkili olduğunu göstermektedir. Bu kolektif yetenek bize, Küresel ve Avrupa sürdürülebilirliğinin ancak sürdürülebilir kalkınmayı ilk önce yerelleştirdiğimizde ulaşılabilir göründüğünü söylemekte.''