Ege Finans Derneği, geleneksel olarak sürdürdüğü ‘Finans Tadında Sohbetler’ kapsamında moderatörlüğünü Prof. Oğuzhan Altay’ın yaptığı, ‘Seçim Sonrası Uygulanacak Yeni Ekonomi Modeli ve Beklentiler’ başlıklı toplantıda 2014-2015 Dönemi Ekonomi Bakan Yardımcısı ve Eximbank eski Genel Müdürü Adnan Yıldırım’ı ağırladı.
Toplantının açılışında bir konuşan Ege Finans Derneği (EFD) Yönetim Kurulu Başkanı Osman Cengiz, seçim sonrası ekonomi yönetiminde meydana gelen değişikliğin ekonomi programında da değişiklik beklentisini yükselttiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da bu değişimi işaret eden açıklamaları olduğunu belirten EFD Başkanı Cengiz, “Piyasaların bu ekonomi yönetiminin rasyonel ekonomi politikalarına döneceğini fiyatladığını görüyoruz. Dövizin baskılanmaktan vazgeçilmesi de bu politika değişikliğine işaret ediyor. Bu anlamda politika faizinde gelecek bir artış, bu politika değişikliğinin onayı anlamına gelecektir” diye konuştu.

“Stratejik yaklaşıma ihtiyaç var”
Moderatör Prof. Oğuzhan Altay ise yeni döneme ilişkin ekonomi politikalarında, sadece para, döviz kuru ve maliye politikası uygulamaları ile fiyat istikrarına değil yapısal ve düzen politikaları ile birlikte daha bütüncül bir bakışla orta vadeli bir stratejik yaklaşıma ihtiyaç olduğunu söyledi. Ekonomik istikrar, enflasyon, sürdürülebilir ve yeterli büyüme, cari denge, işsizlik ve gelir bölüşümüne odaklanılması gerektiğini belirten Altay, bunlarında yeşil dijital finans ve teknoloji yanında sürdürülebilir bir çevre ve enerji politikaları ile desteklenmesi gerektiğini kaydetti.

“Beklenti, rasyonel politikalara dönüştür"
Yeni ekonomi yönetimi ve beklenen ekonomi politikaları değişikliğini değerlendiren Adnan Yıldırım, yeni ekonomi yönetimi ve açıklanacak programın her kesimde, yurt içinde ve yurtdışında olumlu beklenti yarattığını söyledi.  Yeni programdan ortak beklentinin, enflasyonun düşürülmesi ile finansmana erişimin kolaylaştırılması olduğunu ifade eden Yıldırım, “Program içeriğinin ve uygulamaların şeffaf, öngörülebilir, uluslararası normlara uygun rasyonel politikalardan oluşması, uygulamada programa bağlı kalınması, programın güvenilirliğini ve başarısını belirleyecek” dedi.

“Türkiye, Dünya ile entegredir”
Türkiye ekonomisinin 1980 sonrasında 40 yılı alan ihracata dayalı büyüme, yurtdışı projeler, diğer ülkelerde yerinde iş yapan firmalarımızla küresel ekonomiye entegre olduğunu vurgulayan Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı:
“Yeni programla birlikte son yıllarda finansmana erişim, bankacılık uygulamaları ve döviz kurları ile ilgili serbest piyasa, serbest kur ve serbest kambiyo rejimine uygun olmayan (irrasyonel olarak tanımlanan)düzenleme ve uygulamalar da uygun bir takvimde yürürlükten kaldırılmalı. Yeni programın başarısı her kesimi yakından ilgilendirmektedir. Kamu, özel sektör ve vatandaşın ortak menfaati, hep birlikte kazanmak programın başarısına bağlıdır”