Slow Food tarımın geleceği

İzmir Enternasyonal Fuarı kapsamında Başka Bir Tarım Mümkün Panelleri'nin konusu Slow Food'du. Panele Köy Koop İzmir Birlik Başkanı ve Slow Food Seferihisar Teos Lideri Neptün Soyer de katıldı

İzmir Enternasyonal Fuarı “Slow Food” söyleşisinde gençler sordu, konunun uzmanları yanıtladı. İEF’yi dünyanın en eski ve en genç fuarı olarak nitelendiren Doç. Dr. Ahmet Uhri, “İzmir Enternasyonal Fuarı ilk açıldığı günden bu yana 12 Eylül’de 1 gün kapalı kalıyor, onun dışında her zaman açık. Dünyanın en eski fuarı ama en genç fuarı olarak lanse edebiliriz. Bu da İzmir’in başarılarından biridir” dedi.
                                
“Dünya gençlerini Foça’da buluşturacağız”
Slow Food Foça Yeryüzü Pazarı temsilcisi Ömer Atilla, “10 yıldır kurduğumuz ve dünyanın en iyi fuarı olarak seçilen pazarımızın adı Yeryüzü Pazarı’dır. Üreticilerimiz kesintisiz üretim yapıp ürünleri son kullanıcıyla buluşturuyor. Slow Food Türkiye’de çok yeni görünse de 1980’lerde başlamış bir hareket. İlk birlik, 2007’deki yasal düzenlemeyle kuruldu. Bardacık Birliği kuruldu. Gençlik temasıyla fuarda öne çıkıyoruz. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in Başka Bir Tarım Mümkün vizyonu ile tüm ilçe ve köylerde tarıma, üreticiye büyük destekler yapıldı. Bu Slow Food için inanılmaz şans. Yeni projelerle bu oluşumda olmaktan ve destek olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. 2024’de Foça’da Slow Food Youth yapmayı planlıyoruz. Bu etkinlik gençlik buluşması gibi planlanıyor. Türkiye’deki ve dünyadaki Slow Food birliklerinden gençleri Foça’da buluşturacağız. Tadım, üretim, açık mutfaklar olacak. Üretime dair iyi, temiz, adil sloganıyla bu etkinliği gerçekleştireceğiz” diye konuştu.
 
Erkence zeytinyağı tescillendi
“Başka Bir Tarım Mümkün” vizyonuyla Slow Food hareketinin Seferihisar’da başladığını belirten Galip Ener, “Orhanlı Vadisi’nde yaşıyorum. Bu vizyonla tarımda farklı işleyiş modeli var. İzmir’in endemik türü Erkence zeytini işleniyor ve tarım yüzyıllardır bu şekilde devam ediyor. Bin yaşında ağaçlar bu bölgede hala yaşıyor. İnsanlar zeytinliğin sahibi değil parçası olarak yaşıyorlar. Slow Food ağımızla bu çeşitliliği üreticimizle tanıştırdık. İtalya’dan uzmanları getirdik, Seferihisar, Orhanlı Vadisi, Muğla ve Aydın Menteşe dağlarını gezdiler. Buralarda üretilen Erkence zeytinyağı presidium tescilini aldı. Bu ürünler artık dünyada iyi, temiz, adil gıdayı temsil eden logolu ürünlerden oldu” dedi.
 
“İpekyolu’nu bulmak için incir ağaçlarını takip edin”
Çağdaş sanat, gastronomi, edebiyat, koku, müzik ve müzecilik alanlarında çalışan, son kitabı Meyve Yemekleri’ni tanıtan sanatçı-yazar Nihat Özdal, “Şanlıurfa Halfeti doğumluyum. Halfeti, Anadolu’da meyve yemekleri ile ön planda oldu. Halfeti’de incir ve erik kavurması hakkında birçok tarif var. Meyve yemeklerini korumak için neler yaparız konusunda, bu yıl 7.’si düzenlenen Meyve Yemekleri Festivali Slow Food tarafından destekleniyor. Barajla koku hafızamızı kaybetmeye başladık ve adı Koku Festivali olan başka bir festival düzenlemeye başladık. Alanında Türkiye’de yapılan tek iş. Mezopotamya Sümbülü dediğimiz endemik türün açtığı dönemde düzenliyoruz. Şehrin ve meyve ağaçlarının kokusuna sahip çıkıyoruz. Atalarımız İpekyolu boyunca incir ağaçları ekti. İpekyolu’nu bulmak isterseniz incir ağaçlarını takip edebilirsiniz” diye konuştu.
 
“İzmir’in direnci Türkiye’ye yayıldı”
Köy-Koop İzmir Birlik Başkanı ve Slow Food Seferihisar Teos Lideri Neptün Soyer, şunları söyledi; “Birçok konuda birbirimize benziyoruz. İyi, temiz, adil gıdanın bütün güzelliğinin tadına varmış, kırsalda yaşamayı seçmiş, kentte yaşasa da kırsalı korumak için misyoner gibi çalışan insanlarız. Seferihisar’da bir zeytin bahçesinde yaşıyorum. O bahçe günün 24 saatini size anlatır. Anlar ve hissedersiniz. Seferihisar’da 2008’de İzmir Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanı Şevket Meriç’le Teos Slow Food’u kurduk. Seferihisar’da iyi, temiz, adil gıdaya ulaşmada herkesin katkı sağlayacağına inandık. O zaman Seferihisar Belediye Başkanı olan Tunç Soyer’in de desteği ve inancı ile ki kendisi de Slow Food Birliğimizin üyesi. Sakin şehir olmak ve sakin yemeklerle hayatımızı, gıdamızı sağlamak istedik. Yeni bir şey keşfetmedik. Seferihisar’ın 9 köyü var. 9’u da sakin ve iyi, adil, temiz gıdanın nasıl üretildiğini bilir. Dağlarımızda zeytinimiz, ovamızda üzümümüz, incir ve narenciyemiz, kıyıda enginarlarımız ve denizde balıklarımız gibi pek çok şey sayabiliriz. Seferihisar Slow Food hareketinin çok rahat yaşandığı bir yer. Slow Food aslında bir araya gelmek demek. Tıpkı şölen gibi. Tarımda ocak başında bir araya gelmek, çoban ateşinde kooperatifleşmek çok önemli. Ben de böyle bir yol seçtim. İyi, adil, temiz gıdanın her yerde anlatılması, üreticilerin bilmesi misyonuyla Türkiye’nin her yerinde ne biliyorsam paylaşmaya çalışıyorum. Arkadan gelen, bize inanan gençler var. İzmir’de Gençlik temasıyla 92.’si kutlanan bu genç fuarda şunu söylemek istiyorum;  Dünya döndükçe bir şey, bir kişi, neyse mutlaka değişimi yaratıyor. Ona inanıp peşinde olmak en güzeli.”