"İhracat 1 milyar doları aştı"
KPMG'nin hazırladığı İlaç Sektörel Bakış 2019 raporuna göre gelecek 5 yılda temel tedavi alanlarında satışı en fazla artacak ilaçlar onkoloji alanında. Onkoloji ilaçlarını, aşılar ve organ nakli ile kemoterapi sonrasında kullanılan bağışıklık baskılayıcılar (immünosupresanlar) takip edecek. Türkiye'de ilaç sektörü ise aldığı Ar-Ge yatırımları ölçüsünde büyüyecek.
KPMG Türkiye'nin hazırladığı Sektörel Bakış serisinin ilaç raporu, dünyada ve Türkiye'de ilaç sektöründe yaşanan son gelişmelere ilişkin çarpıcı veriler içeriyor. Rapora göre dünya genelinde, temel tedavi alanlarındaki ilaç satışları incelendiğinde en yüksek payın onkolojik hastalıklarda olduğu görülüyor. 2017'de onkoloji alanında 104 milyar dolar olarak gerçekleşen ilaç satışlarının 2024'te 233 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Listede satış rakamlarında artış beklenen en dikkat çekici tedavi alanları aşılar ve immünosupresanlar. 2017'de 28 milyar dolar olarak gerçekleşen aşı satışlarının 2024'te 45 milyar dolara, 14 milyar dolar olan immünosupresan satışlarının ise 38 milyar dolara çıkacağı tahmin ediliyor.
Beklentiler değişti
KPMG Türkiye İlaç ve Sağlık Sektör Lideri Hakan Orhan, son yıllarda insanların diğer sektörlerden olduğu gibi ilaç sektöründen de beklentilerinin değiştiğini belirtti. Orhan, "Sektör, dünya genelinde iş modellerindeki değişimlere uyum sağlamak zorunda. Yüksek denetim ve gözetim, sektörün fiyatlama mekanizmalarına ve iş süreçlerine kamu müdahaleleriyle sonuçlanırken, karlılık üzerinde büyük etki yapıyor. İş süreçlerine yönelik yenilikçi yaklaşımlar ise sektörün karşı karşıya olduğu riskleri yönetmesini sağlıyor, aynı zamanda önemli fırsatları da beraberinde getiriyor" dedi.
İşbirliği şart
Orhan, ilaç sektöründe gerek yüksek Ar-Ge harcamaları, gerekse düzenleyici otoritelerden, sigorta şirketlerinden ve tüketicilerden gelen taleplere karşı şirketlerin işbirliğine gitmek zorunda kaldıklarını vurguladı. Orhan, "Söz konusu işbirlikleri firmaların belli başlı fonksiyonlarıyla sınırlı kalabileceği gibi satın alma ve birleşmelere kadar değişik boyutlarda gerçekleşebiliyor. Örneğin ilaç sektöründe firmalar Ar-Ge, dağıtım kanalları veya üretim bantlarını paylaşabiliyorlar" diye konuştu.
Ar-Ge'ye destek gerekiyor
Orhan, Türkiye'de piyasadaki belirsizlikler ve yüksek finansman maliyetleri nedeniyle 2019'da yeni üretim tesisi ve Ar-Ge yatırımları açısından güçlü bir çıkış beklenmediğini ifade ederken, "Bu durumun ileri teknoloji ve verimliliğe dayalı bir sektörde uluslararası rekabet gücünün artırılması için olumlu olmadığı açık. Sektörün bu anlamda ilave desteklere ihtiyacı olabilir" ifadelerini kullandı.
Rapora göre dünya genelinde Ar-Ge harcamalarının, geçmiş yıllardaki kadar hızlı olmasa da artmaya devam edeceği öngörülüyor. 2018'de 172 milyar dolar seviyesinde olduğu hesaplanan Ar-Ge harcamalarının 2024'te 204 milyar dolara çıkması bekleniyor.
DÜNYADAKİ DURUM
5 yılda 1,5 trilyon dolara çıkacak
2018'de dünya genelinde ilaç sanayine yönelik harcamalar 1 trilyon 200 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu rakamın 2019'da yüzde 5 artışla 1,3 trilyon dolara, önümüzdeki 5 yılda ise 1,5 trilyon dolara çıkması bekleniyor. Önümüzdeki 5 yılda büyümenin gelişmiş ekonomiler öncülüğünde ve yeni ürünler üzerinden olması beklenirken, gelişmekte olan ekonomilerde pazarın Çin, Hindistan ve Brezilya kaynaklı olarak önceki 5 yıla kıyasla daha yavaş büyüyeceği düşünülüyor. Türkiye, Mısır ve Pakistan’da gelecek 5 yılda sektörün büyümesinin güçlü olacağı tahmin edilirken, bu ekonomiler ilaçta gelişen pazarlar (Pharmerging markets) olarak tanımlanıyorlar.Türkiye ilaçta gelişen pazar
Pazarın yarısı ABD'nin
Yeni üretilen ilaçların satışında Kuzey Amerika yüzde 64,1 ile en büyük paya sahip. Bunu yüzde 18,1 ile Avrupa Birliği, yüzde 7,1’lik pay ile de Japonya izliyor. Ülke bazında harcamalara bakıldığında ilk sırada ABD öne çıkarken, bunu Çin ve Japonya izliyor. En büyük paya sahip 5 ülke, 2018 itibarıyla 1,2 trilyon dolar büyüklüğe ulaşan dünya ilaç pazarının üçte ikisini oluşturuyor. ABD neredeyse dünya ilaç pazarının yarısını oluşturuyor. Dünya genelinde reçeteli ilaç satışlarının önümüzdeki 5 yılda her yıl ortalama yüzde 6,4 oranında büyüyeceği öngörülüyor. Burada en hızlı artışın ‘yetim ilaç’ kategorisinde olması beklenirken, jenerik (eşdeğer) ilaç satışlarında artışların ise görece sınırlı kalması bekleniyor. Dünyanın en büyük 10 ilaç şirketi Türkiye’de üretim de dahil olmak üzere faaliyet gösteriyor. Çok sayıda yerli ve yabancı firmanın faaliyet gösterdiği Türkiye ilaç sektörü, yüksek katma değer üretmeye ve ileri teknolojiye sahip üretim yapısı sayesinde dünya genelinde rekabet etmeye çalışan bir sektör. Belli bir potansiyele ulaşan üretim seviyesi, istihdam ve dış ticaret hacmi nedeniyle sektör son yıllarda açıklanan teşvik paketleri içinde kendisine önemli bir yer buluyor. İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası'nın (İEİS) resmi olmayan verilerine göre Türkiye ilaç pazarı 2018’de değerde 30,9 milyar TL’ye, kutu ölçeğinde ise 2,3 milyar hacme ulaştı. Referans ilaç pazarı, 2018’i 21,02 milyar TL değerde tamamlarken, kutu ölçeğinde ise 0,93 milyar kutu satış gerçekleşti. Eşdeğer ilaç pazarı ise 2018’de değerde 9,92 milyar TL’ye kutu ölçeğinde ise 1,37 milyar hacme ulaştı. Pazar dahilinde ithal ürünler 2018’i değerde 16,03 milyar TL, kutuda ise 0,38 milyar TL hacimle kapattı. Yurt içinde üretilen ilaçlar ise 2018’de 14,91 milyar TL’ye ve 1,92 milyar kutu satışına ulaştı.Reçeteli ilaç satışı artacak
TÜRKİYE'DEKİ DURUM
Türkiye ilaç pazarı rekabetçi
307 yeni ürün
2018'de hepsi reçeteli statüsünde olmak üzere toplamda 307 yeni ürün piyasaya girdi. Söz konusu ilaçlarda adet bazında en fazla pazar payına sahip tedavi grubu onkoloji ilaçları olurken, bunu antibiyotikler izledi. 2018'de biyoteknolojik ilaç kategorisinde çeşitlilik önemli gelişim gösterdi. Piyasaya yeni giren 16 ilaçla birlikte Türkiye ilaç pazarında, 100 marka altında 216 formda referans biyoteknolojik ve 19 marka altında 47 formda biyobenzer ilaca ulaşılmış oldu. Türkiye'nin ilaç ihracatı 2018'de bir önceki yıla göre yüzde 30,7 artarak 1,2 milyar dolar seviyesine ulaştı. İlaç ithalatı ise aynı dönemde sadece yüzde 0,6 artışla 5 milyar doları geçti. Böylece sektörün dış ticaret hacmi 6,2 milyar dolar olurken dış ticaret dengesi 3,8 milyar dolar açık verdi. Ocak 2019 verileri ise, sektörde hem ihracatın hem de ithalatın zayıf bir performans sergilediğini ortaya koyuyor. Ocak 2019’da ilaç ihracatı yıllık bazda yüzde 13,9 daralırken, ithalat da yüzde 12,2 küçüldü. Toplam dış ticaret hacmi ise yüzde 12,5 daralmayla 491,7 milyon dolar olarak gerçekleşti.216 biyoteknolojik ilaç
İstihdam yükseliyor ama artış hızı düşüyor
Resmi rakamlara göre 2015'te yaklaşık 31 bin olan ilaç sektöründeki istihdam rakamının 2018 sonu itibariyle yaklaşık 35-40 bin aralığına ulaştığı tahmin ediliyor. Ancak artış hızı 2018 yılında önceki yıllar göre düştü ve 2019 yılında da önemli bir artış yaşanmadan yatay bir seyir bekleniyor. Türkiye ilaç sektöründe 2010 yılında sadece 4 tane olan Ar-Ge merkezi sayısı 2018 sonunda 32'ye yükseldi. 2010'da 3,4 milyar TL olan Ar-Ge harcamaları ise 2017 sonunda 15,9 milyar TL'ye ulaştı.Yerli üretimin oranı büyüyor
2018'de yerelleşme stratejisinin sonucu olarak imal ilaçların payı ithal ilaçlara göre arttı. Satılan ilaçların kutu bazında yüzde 84’ü, değer bazında ise yaklaşık yarısı Türkiye’de imal edildi. Ancak Türkiye’de imal edilen ilaçların hammaddelerinin (etken madde) çoğu yurtdışından ithal ediliyor. Son yıllardaki trende paralel şekilde onkoloji ve kan ürünlerinin tüketimi arttı, antibiyotik ve kardiyovasküler ürünlerinin tüketimi ise göreceli olarak azaldı. Buna karşın Türkiye, kişi başı antibiyotik tüketiminde halen Avrupa ülkeleri arasında ilk sırada. Geçmiş yıllardaki satılan kutu sayısındaki artış, ihracat artışı, piyasaya giren yeni ürün trendlerinin 2019 yılında da devam edeceği ve SGK geri ödeme listesi iskontolarında bir artış olmayacağı varsayımı ile 2019 yılında sektörün yüzde 32 - 35 oranında büyüyeceği ve buna göre 41 milyar TL seviyesine ulaşacağı öngörülüyor.Antibiyotikte bir numarayız!
2019 yılında ilaç fiyatlarının belirlenmesinde kullanılan Euro kuru %26,4 artışla 3,4037 olarak uygulanacaktır. Belirlenen kur piyasa kurunun ciddi oranda altında olsa da büyümenin ana nedeni kur artışı olacaktır. Bunun yanında sağlık turizmi imkânlarının artması, yaşlanan nüfus ile birlikte artan kronik hastalıklar, tüketici sağlığı ürünleri ve önleyici ilaç kullanımındaki artışlar da sektördeki talebi olumlu etkileyen diğer unsurlar arasındadır.