Başkan Soyer: "Aslolan bir başkanın yaşadığı kenti korumasıdır"
İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nde Aliağa'da sökümü yapılmak üzere yola çıkan asbestli gemi tartışıldı, Başkan Soyer, gemi konusundaki kuşkularını tek tek saydı ve 'Aslolan bir başkanın, meclis üyesinin yaşadığı kenti korumasıdır' dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nin Ağustos ayı birinci oturumu Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) yapıldı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer başkanlığındaki mecliste Brezilya’ya ait dev uçak gemisi Nae Sao Paulo’nun Aliağa’da sökümüne dair kaygılar dile getirildi. Başkan Tunç Soyer ayrıca 10 Ağustos Çarşamba günü Smyrna Antik Kent’te düzenlenecek mecliste önümüzdeki üç ayın büyük organizasyonlarını da tanıtacağını açıkladı. Soyer, “Eylül, Ekim ve Kasım ayları çok yoğun geçecek. Birçok etkinlik var, organizasyon var. Hepsi ile ilgili size bilgi aktarmak istiyorum” dedi.
-Siyaset kuşku ve merak üzerinedir
MHP’li meclis üyesi Hakan Şimşek’in asbestli gemi ile ilgili sözleri üzerine Başkan Tunç Soyer, gemi ile ilgili kuşkularını tek tek sıraladı. Başkan Soyer şunları söyledi:
“Hakan Bey, ‘Hükümet temsilcimiz bakanımızın söylediğine sonuna kadar katılırım, doğru olduğunu düşünürüm’ dedi. Tabiatına aykırı derler ya eğer böyle olsaydı ne seçime, ne iktidar değişikliğine ihtiyaç vardı. Sittin sene hükümetler devam ederdi, belediyeler devam ederdi. Sonuna kadar inanırdık. Bu doğru değil, mümkün de değil. Siyaset kuşku ve merak üzerinedir. Bir yöneticinin söylediğinden kuşku duyarsınız. İnanmak için elinizde delil var mı diye bakarsınız. Ama inanmayabilirsiniz. Bir birey olarak bir hükümet yetkilisinin söylediği her şeyin doğru olmayacağını baştan kabul edersiniz. Baştan doğru olma ihtimalini düşünerek değil, yanlış olma ihtimalini düşünerek siyaset yaparsınız.”
-“Bunlar babamızın malı değil”
Aliağa’da 22 tane bu işi yapan işletmenin olduğunu söyleyen Başkan Soyer, şöyle devam etti:
''Ne yazık ki sadece 8 tanesinin Avrupa Birliği uygunluk belgesi var. Bu, orada yapılan sökümle ilgili bende kuşku uyandırdı. İlk kuşkum bu oldu. İkincisi ise ikiz gemi Clemence gemisi ile ilgili rakamlar verildi: 760 ton. İkiz gemi aynı makineden çıkarak imal ediliyor. Dolayısıyla böyle bir gemide 9 ton asbest ihtimali neredeyse yok. Üçüncüsü ise Norveçli firmadan bahsedildi. O raporda geminin yüzde 12’sinin incelendiği ifade ediliyor. Dolayısıyla yüzde 12’si üzerinden yapacağımız bir değerlendirme size ‘bunda tehlikeli bir şey yok’ dedirtmemeli… Hindistan, Bangladeş gibi bir üçüncü dünya ülkesi muamelesini yapılan bir ülke olmak, kent olmak benim ağrıma gidiyor. Bütün bunlar beni kuşkuya sevk ediyor. Şirketin yetkililerini dinledim, çünkü kuşku duyuyorum. Ben bir şeye karşı çıkacaksam sebebini bilmem lazım. Kuşku duymam için bu sebepler yeterli. En çok Aliağa meclis üyeleri, Aliağa Belediyesi seferber olmalı. Eğer siz Aliağa'ya sahip çıkmazsanız, ne harcarsanız harcayın, asıl o zaman ‘mış gibi’ yaptığınız düşünülür. Aslolan bir başkanın, meclis üyesinin yaşadığı kenti korumasıdır. Bunlar bizim babamızın malı değil. Hepimizin görev süresi sınırlı. 8 bin 500 yıllık kentten bahsediyoruz. Buna izin vermemeliyiz, korumalıyız. Bizim aldığımız mirası bizden sonrakilere devretmek bizim asli görevimiz. Bu şehrin ağacını, nehrini, denizini korumak asli görevimiz. Sonrasında gücümüz yettiğince, elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.''
-''Sahipsiz bırakmayız''
Toplantının gündem dışı konuşmalar bölümünde söz alan CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın, Nae Sao Paulo hakkında şunları söyledi:
“Bu gemiyi burada sökmek istiyorlar. İzmir’in havası, suyu, toprağı hepimizin. Ülkesini, şehrini seven herkesin bu konuya duyarlılık göstermesi lazım. Karşı çıkmıyorsa bile ne olduğunu anlamaya çalışması, şehir için olan tehlikeye karşı duruş sergilemesi lazım. İzmir’in doğasını, havasını, suyunu birileri para kazansın diye sahipsiz bırakamayız. İzmir halkının sağlığını ve çevresini korumak bu meclisin en temel görevidir.”